
Yabancı bir seyyah sokaklarda dolaşır durur,
Gögsünün içinde atan,
Küçüçük ama kocaman hissedişleriyle…
Modern çağın, umursuzlaşmış insanlarıyla…
Bakışlarını salar her yöne, tüm içtenliğiyle
Yeni ülkenin bilgisizliğinde,
Bilgisizliğinde kaybetmek ister,
Bilgeliğinin sınırlarında,
Yeni ülkenin tüm sokaklarını
Şefkatli bir yüreğin bakışını kaldıramayışlar,
Erir, sıcaklıkla eriyen mum gibi…
Kuşlar kanatlarını açar,
Yükselemezler,
Balıklar nefessiz kalır,
Yüzemezler…
Homurdanır yanardağlar,
Patlamak isterler ama yanamazlar…
Bir yürek olur içime girer,
Yabancı seyyah…
Serbest bırakır, Kuşları balıkları ve yanardağları….
Gecenin derin saatlerine ilerler, seyyahın yolculuğu,
Adım adım…
Yabancı bir seyyahtır gecenin en sessiz saatlerinde yüreğim,
Bir sessizlikktir,
Konuşmasını bilmeyen….
Yabancılaşır gittigide en sessiz saatlerinde gecenin,
Bir anlaşılmazlıktır,
Anlaşılmayı öğretemeyen…
Anlaşılmazlıktır belkide yüreğim….
Yabancı bir seyyah gibi,
Kalın kabukları, küçük kelimelerle kırılacak….
Berkant… 04/07/2008 Ankara’da klasikleşen hüzünlü çırpınışlar saatinden….