Fizikte Felsefi Kavramlar.

?l?inç gelen bir yaz?..

Üyesi oldu?um bir gruptaki YÖK, bilim, Ertu?rul Özkök, AKP tart??malar? üzerine uzun bir zamand?r derlemeyi planlad???n ancak her defas?nda erteledi?im birkaç paragraf? toparlamaya karar verdim. Bilimin ne oldu?una ve nas?l i?ledi?ine dair oldukça ufuk aç?c? bir yaz?. Üzerinde biraz dü?ününce bat?n?n son zamanlarda bu denli ilerlemi? olmas?n?n kayna??n?n asl?nda olaylara dair getirdikleri aç?klamalar? deney yada gözlemle s?nama konusunda do?udan daha gerçekçi ve tarafs?z oldu?u sonucuna varmama sebep olmu?tur bu kitap. Tabi kitapta “YÖK neden bilimle alakas? olmayan koku?mu? bir kurumdur, Özkök henüz -kim için öyle davrand???n? bilmesemde- neden zavall? bir soytar?d?r?” Popper’in bize ilginç gelecek bir y?lda, 1919’da cevaplad??? sorulardan. James T. Cushing’in Fizikte Felsefi Kavramlar’?dan al?nt?d?r:

?u yada bu biçimde, bilim adamlar? fiziksel yasalar için adaylara ula??rlar ve bunlardan daha sonra aranabilecek yeni sonuçlar ç?kar?rlar. Bir kuram, gözlemlerimizle uyu?an bir sonucu önceden öngördü?ünde, bundan ne sonuç ç?kar?r?z? Kuram do?rulanm?? m? olur? Hay?r, yaln?zca ?imdililk çürütülemedi?ini ö?renmi? oluruz. Bazen bunu desteklemekten yada do?rulamaktan söz ederek, daha olumlu bir aç?klamayla sunar?z. Yani, bir kuram yeretince dikkatli gözlemlerle ya da deneylerle kesinlikle çeli?ki içinde bir ç?karsamada bulunursa, mant?ksal olarak o kuram?n yanl?? olmas? gerekir. Art?k çürütülmü?tür. Verilen bir (p) kuram? belirli bir (q) öngörüsünde bulunur yada onu gerektirir. Ayr?nt?l? incelemelerle yada deneysel sonuçlarla öngürünün yanl?? oldu?u (~q) ortaya ç?karsa, dolay?s?yla kuram?n da yanl?? (~p) olmas? gerekir. (Ne yaz?k ki, bir hipotezi reddetmek için verilerin yeterince iyi olup olmad???na karar vermek her zaman kolay de?ildir. Bunu 4. ve 5. konularda, y?ld?z paralaks?n? (ç.n. sabit y?ld?z?n dünyaya göre konumunda y?ll?k aç?sal de?i?im) tart???rken görece?iz). Yine de öngörü do?ruysa (q), kuram?n da (p) do?ru oldu?undan emin olamay?z..

Yak?n geçmi?ten bir ?ngiliz bilim felsefecisi, Sir Karl Popper (1992-1994), bilimsel bir kuram?n kalite göstergesinin asl?nda do?rulanabilmesi de?il, çürütülebilmesi yada yanl??lanabilmesi oldu?unu vurgulam??t?r. Bu ölçute göre, bir kuram yaln?zca gerçek dünyayla kar??la?t?r?labilecek ve böylece fiziksel gerçeklikte do?ru olup olmad?klar? ç?karilabilecek ayr?nt?l? öngörülerde bulunabiliyorsa, bilimsel olma hakk?n? kazanabilir. Bu konunun sonunda bir al?nt?s?n? sundu?umuz Varsay?mlar ve Çürütmeler adl? eserinde Popper, bilimsel bir kuram? bilimsel olmayan?ndan ay?rt etmemizi sa?layan ölçütün ne oldu?unu sorar. Gençli?inde (1919 civar?) Karl Marx’?n (1818-1883) tarih kuram?n?, Sigmund Freud’un (1956-1939) psikanalizini ve Alfred Adler’in (1870-1937) bireysel psikolojisini, Einstein’?n genel görelilik kuram?yla kar??la?t?r?r. Öncekilerin üçü de kendilerinden sonra olan her?eyi bu kuramlar? destekleyecek ?ekilde yorumlayabildikleri ve dolay?s?yle üçünün de büyük bir aç?klay?c? gücü oldu?u için, Popper, üç durumda da çok kolayca elde edildiklerlinden, do?rulamalar?n yaln?z ba??na çok önemli olmad??? sonucunu ç?kar?r. Genel görelilik kuram?nda, ya da gerçekten bilimsel her kuramda, daha sonra deneylerle test edilen öngörülerde bulunulur. Gözlemsel olgular?n bu öngörülerle uyu?mazl?k etmeyeceklerinin önceden bir garantisi yoktur. Böyle kuramlar çürütülebilir. Yaln?zca (çürütülebilecekleri için) bu risk ö?esini ta??yan öngörüler, bilimsel kuramlar için anlaml? destekleyici kan?tlar olarak say?lmal?d?rlar. ?yi bir bilimsel kuram, belirli sonuçlar?n do?ada meydana gelmelerini yasaklar ve böyle bir kuram için bu yasaklanm?? sonuçlar? gerçekten gözlemleyerek onu yaln??lamaya ya da çürütmeye çal??mak s?k? bir testtir. Dolay?s?yla Popper için, bilimsel kuramlar?n (ilke olarak) çürütülebilir ya da yanl??lanabilir olmalar? kalite göstergesidir. (Bu, onlar?n gerçekte sürekli olarak çürütüldüklerini söylemekle ayn? de?ildir. Ba?ar?l? bir bilimsel kuram, onu çürütmeye çal??an bir çok ciddi denemeyi atlatabilen kuramd?r.) Bu, Amerikal? dü?ünür Willard Quine’nin (1908- ) konumuna benzer. (Bölüm 1’in (Bilimsel Giri?im) al?nt?lar?n? an?msay?n?z).

3.5 Hipotezlerin Do?rulanmalar?

O halde, bilimsel bir kuram, gözlemlerle yap?lan kar??la?t?rmalara dayand??? sürece do?ru olabilir. Bir kuram?n do?ru oldu?undan hiçbir zaman emin olamay?z, yaln?zca çürütülmü? olanlar?n yanl??l???ndan emin olabiliriz. Buna kar??n, bilim adamlar? öngörülerde bulunurken kuramlar? kullan?rlar ve bu öngörüler do?ayla uyum içnde olduklar?nda, bu kuramlarla çal??maya devam ederler. Bir kuram postüle etmek ve sonra bununla belirli öngörülerde bulunmaya dayal? bu modele hipotetik-tümdengelimsel (hypothetico-deductive) yöntem denir. Bu yöntem bir kuram?n do?ru olmas? gerekti?ini kan?tlamad??? halde, bize kuram? kabul etmemiz için (tabii ki her zaman geçici olarak) güvence verir. Burada tan?mlad???m?z anlam?yla retrodüksiyon, bir kuram?n akla uygunlu?unun, yapt??? ba?ar?l?, ayr?nt?l? öngörülere dayanaca??n? öne sürmek anlam?na gelir. Günümüzdeki modern bak?? aç?s?na göre, bunun, Newton’un, Felsefede Usavurman?n (Muhakemenin) Kurallar? adl? eserinde savundu?u yöntem oldu?unu görürüz.

?imdi Popper’in bilimin i?leyi?i için çok önemli oldu?unu hissetti?i yanl??lama i?lemine geri dönelim. Bu i?lem o kadar kolay ve kesin midir? Hay?r, çünkü bilim adamlar?n? daha önceden ba?ar?s?z olmu? bir modeli yada kuram? terketmeye zorlamak için, gözlemsel veriler tek ba?lar?na hiçbir zaman yeterli de?illerdir. Bu tür kuramlar ço?unlukla de?i?tirilirler ya da yeniden yorumlan?rlar. Örne?in, Planck, bir çok seçkin meslekta??yla baz? ?s? ve mekanik yasalar?n?n aralar?ndaki ili?ki ve bunlar?n yorumlanmas? konusunda uzun ve i?neleyici bir tart??maya girmi?ti. Onu destekleyen sa?lam savlara sahip oldu?u halde, bak?? aç?s?n?n genel kabulü için çok y?llar geçmesi gerekmi?ti. Bilimsel Otobiyografisi’nde ?öyle der:

Bu deneyim ayn? zamanda bana -bence dikkate de?er- bir gerçe?i ö?renme f?rsat? sa?lad?: Yeni bir bilimsel gerçeklik ona kar?? ç?kanlar? ikna ederek ve onlar?n ????? görmelerini sa?layarak de?il, ona kar?? ç?kanlar en sonunda öldükleri ve ona a?ina yeni bir nesil büyüdü?ü için galip gelir.

Örnek olarak, Ptolemaios’un (Cladius Ptolelmy, MÖ 127-145) Dünya’y? merkez alan evren modeli ile Kopernik’in (Nicholas Copernicus, 1473-1543) Güne?’i evrenin merkezine koyan modeli aras?ndaki sorunu tek ba??na gözlemin halletmedi?ini görece?iz. Tek ba??na gözlem de?ilse, bilim adamlar?n?n rakip kuramlar aras?nda karar vermelerini sa?layan ba?ka ölçütler nelerdir o halde? Belli bir aç?klama tasarrufu, biçimsel bir simetri ve formüle edi? güzelli?i her zaman önemli etkenler olmu?lard?r. Bunlar nicelendirilemeyecek estetik konulard?r ve evrensel olarak üzerlerinde anla??lm?? de?illerdir. Baz?lar? için güzelli?i ke?fetmek ve simetri hissi bilimin sonudur ve onu yapman?n nedenidir. Bu kitapta bu sorulara s?k s?k geri dönece?iz.

Varsay?mlar ve Çürütmeler adl? eserinde Popper, yanl??lama kavram?n? tart???r.

Bu yüzden daha önce hiç yapmad???m bir?eyi yapmaya karar verdim: Sizlere bilim felsefesi konusunda il kez 1919 güzünde ‘Bir kuram ne zaman bilimsel olarak de?erlendirilmelidir?’ yada ‘Bir kuram?n bilimsel harakteri yada konumu için bir ölçüt var m?d?r?’ sorusuyla bo?u?mamla ba?layan kendi çal??malar?m hakk?nda bir rapor sunmak.

Sorumun çok büyük bir kesimce kabul edilen yan?t?n? tabii ki biliyordum: Bilim sahte bilmden -ya da metafizikten- temelde tümevar?msal olan, gözlem yada deneyden gelen amprik yöntemiyle ay?rt edilir. Ama bu yan?t beni tatmin etmiyordu. Tersine, problemimi s?k s?k gerçek ampirik yöntemle ampirik olmayan ya da hatta sahte ampirik bir yöntemi -demek istedi?im, gözleme yada deneye ba?vursa bile yine de bilimsel standartlara uymayan bir yöntem- ay?rt etmek diye formüle ediyordum. Bu sonuncu yönteme örnek olarak -horoskoplara ve biyografilere- gözleme dayanan çok büyük ampirik kan?tlar y???n?yla, astroloji verilebilir.
Ama beni problemime götüren astroloji örne?i olmad??? için, belki problemimin ortaya ç?kt??? atmosferi ve onu te?vik eden örnekleri k?saca betimlemeliyim. Avusturya ?mparatorlu?u’nun çökü?ünden sonra, Avusturya’da bir devrim olmu?tu: ortam devrimci sloganlarla ve fikirlerle, eni ve genellikle ç?lg?n kuramlarla doluydu. Beni ilgilendiren kuramlar içinde Einstein’?n görelilik kuram? hiç ku?kusuz en önemli olan?yd?. Di?er üçü Marx’?n tarih kuram?, Freud’un psikanalizi ve Alfred Adler’in ‘bireysel psikoloji’ denen kuramlar?yd?.

Arkada?lar?m aras?nda Marx’?n, Freud’un ve Adler’in hayran? olanlar?n bu kuramlarda ortak olan bir tak?m noktalardan ve özellikle bu kuramlar?n aç?kça belli olan aç?klama güçlerinden etkilendiklerini farkettim. Bu kuramlar söz ettikleri alanlarda olan hemen hemen her?eyi aç?klayabiliyormu? gibi duruyorlard?. Herhangi birini çal??mak, entellektüel bir dönü?üm yada aydnlanma etkisi yarat?yor, o ana kadar ‘üyeli?e kabul edilmemi?lerden’ gizlenen yeni bir gerçe?e gözlerinizi açm??s?n?z duygusu veriyordu. Bir kere gözleriniz böyle aç?ld?ktan sonra, her yerde bu kuramlar? gerçekleyen durumlar görüyordunuz: Dünya kuram?n do?rulanmas? ile doluydu. Olan her?ey onu her zaman onayl?yordu. Dolay?s?yla do?rulu?u apaç?k gözüküyordu ve ona inanmayanlar besbelli aç?k gerçe?i görmek istemeyen insanlard?: bunu görmeyi reddediyorlard? çünkü ya kuram ait olduklar? s?n?f?n ç?karlar?na ayk?r?yd? yada hala ‘analiz’ edilmemi? ve tedavi edilmek için yard?m ç??l??? atan bask?lar? vard?.

Bir Cevap Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.